FOÇA TURİZM İMAR PLANLARI VE BELEDİYE HALK PLAJI
Sebahattin Karaca-
1980 ihtilali yapıldıktan sonra Reha Midilli’yi belediye başkanlığı görevinden alan askeri yönetim, Süleyman Ege’yi başkanlığa atadı. Devamını oku...
Süleyman Ege, o dönemde belediyede memur olarak çalışmaktaydı. Başkanlığa atandığında Foça’nın imar planının olmamasından dolayı yaşanan sıkıntıların ve Foça’nın önünü tıkayan plansızlığın farkındaydı. Ege’nin ilk icraatlarından biri, imar sorununu çözmek için attığı adımlar oldu. Bu bağlamda Süleyman Ege, Danışma Meclisi Üyesi olan ve Foça’da ikamet eden Türe Tunçbay ve Foçalı komutanlardan Sabri Yirmibeşoğlu ile temasa geçer. O zaman askeri hükümet iş başındadır ve Sabri Yirmibeşoğlu Milli Savunma Bakanlığı Müsteşarı’dır. Yirmibeşoğlu’nun Foça’da bulunduğu bir gün Süleyman Ege kendisini ziyaret eder. “Paşam!” diyerek söze başlayan Süleyman Ege, Foça imar planıyla ilgili eksikliği dile getirir. Bunun üzerine Sabri Yirmibeşoğlu, kendisinin Ankara’ya gelmesini, orada yardımcı olabileceğini söyler. Ankara Günleri Süleyman Ege, durumu Türe Hanım’a aktarınca konuyla ilgili yardımcı olacağı sözünü alır ve imar planı ve halk plajı konularını çözmek için Ankara’ya gider. Türe Hanım’ın üniversiteden arkadaşı İmar ve İskan Bakanlığı’nda bakan Ahmet Samsunlu’ya gider. Projeden, imar planından bahseder. Daha kendi memleketinin bile imar planı olmadığını söyleyen Ahmet Samsunlu, “Siz benden çok şey istiyorsunuz.” der. Süleyman Ege ısrarcı olarak: “Sayın bakanım; bu plan hazır. Bu plan üzerinde 12 yıldır çalışılıyor zaten. Sadece onayı gerekiyor.” der. Bunun üzerine Bakan, Süleyman Ege’yi projelerden sorumlu Zemin Bey’e gönderir. Bu arada Zemin Bey, Belediye Başkanı Süleyman Ege’ye bir sitem eder: “Yahu Foça’da planlarla ilgili brifing verdiğimiz sırada, o adam (A.D.) mikrofonu kaptı, sözümü kesti, kafasına estiği gibi konuştu, biraz ağzımı açsam beni dövecekti. Bana sahip çıkmadınız. Ben de Ankara’ya gelince O’na kızdım, planları kaldırdım, sümen altı yaptım. Ben sizin için çalışıyorum, imar planı yapıyorum; ama siz benim o adam tarafından Foça sinemasında neredeyse öldürülmeme göz yumuyordunuz.” dedi. Bunun üzerine Süleyman Ege söz alır ve: “Üstadım, o dönem bitti. Ben o zaman belediyede memurdum. Şimdi belediye başkanı olarak huzurunuzdayım. İmar planları olmadan hiçbir ilerleme kaydedemiyoruz. Bakan da İzmir’de daha önce görev yaptı. Foça’yı da çok sever. Kendisi de bu planlarla ilgileniyor, Foçalı Sabri Paşa da (Genel Kurmay’da görevli) bize yardımcı oluyor, bakanın (Bayındırlık Bakanı) sınıf arkadaşı Danışma Meclis Üyesi Türe Tunçbay da bu planın alınmasına destek veriyor. Dolayısıyla ben bu planı alıp gidersem Foça’yı çok rahatlatmış olacağız. Size de minnettar kalacağız.” der. Planlar Çantada Bunun üzerine Zemin Bey; “Yarın şu saatte gel, planları al.” diyerek Süleyman Ege’yi gönderir. Süleyman Ege, sevinçten geceyi nasıl geçirdiğini bilemez. Ertesi gün öğleden sonra verilen saatte, çantayla Zemin Bey’in yanına gider. Binlik, ikibinlik, 25 binlik planları ve diğerleri de dahil olmak üzere hepsini bitmiş olarak alıp çantasına koyar. 1981 yılında Foça Turizm İmar Planları, ilk defa uygulayacak belediyenin eline geçmiş olur. Selçuk Dirim zamanında başlatılan Foça imar planı çalışmaları, Reha Midilli zamanında hız kazanmıştı. Reha Midilli, Foça ve civarında bulunan mimarlarla çok sık toplantılar yaparak, Foça’nın önünü açmaya çalıştı. Bunlardan bir tanesi de Manisalı Mimar Tuğrul’dur. O dönemde özellikle imar planında, nerelere turizm alanı yapılması gerektiği konusunda çok uğraşmıştır. Gabarisinde olsun, kıyı kenar çizgisi, ayrık nizam, bitişik nizam, taks ve kakslarda olsun, birçok mimarın fikrini alarak, ilerleme sağlandı. Ancak, 1980 ihtilâlinde Reha Midilli görevden alınınca, işlerin takibi başkanlığa atanan Süleyman Ege’ye kaldı. Süleyman Ege de özellikle Ankara’da çok büyük uğraşlar vererek planları tamamlattı ve uygulanabilir hale getirdi. Buraya kadar hoş gibi görünse de esas hoş olmayan şey, Turizm Bakanlığı’nın 1977 yılında Foça’yı Turizm Pilot Bölgesi’nden çıkarmış olmasıdır. Bataklıktan Halk Plajına 2. Mersinaki, o zaman tuz gölü gibiydi. Bataklıktı. 35.000 metrekarelik alan dolgu gerektiriyordu. İmar planları için Ankara’da bulunan Süleyman Ege, Turizm Bakanlığı Müsteşarı’nı ziyaret ettiği sırada “Sayın müsteşarım!” diyerek söze başladı ve Foça’da bir halk plajının yoksunluğundan duyulan eksikliği dile getirdi. Foçalı halkın evlerinin önünden denize girdiklerini, bunun için bir plaj yapmak istediklerini söyler. Bakan, bu meseleyle bakanlık olarak ilgilenemeyeceklerini söyledi; ancak hemen birisini çağırarak orta ölçekli bir çadırlı kamp alanı projesi çizilmesini istedi. Bu proje için ayrılmasını istediği bütçe de 700-800 bin TL’ydi. Ege, yalnızca 700 – 800 bin lira çıkış yapabileceğini söyleyen bakandan, kısa sürede projeyi alıp gelir. Aynı gün Ziraat Bankası belediye hesabına 750 bin TL para gönderilir. Hatta bakan, proje gerçekleşirse açılışını da bizzat kendisinin yapacağını söyler. Süleyman Ege ve yanındakiler de bakana ve Kemal Baytaş’a teşekkürlerini sunarak projeyi aldılar. Ankara’dan gelen başkanın ilk işi Manisa’ya gitmek oldu. Manisa’da Toprak Su İl Müdürü’nü ziyaret etti. İyi tanışırlardı. Foça’ya Toprak Su Kampı yapılırken kendilerine de turistik tesis yapsınlar diye maliyeye ait bir takım araziler vermişti. Onlar da dinlenme kampı yapmışlardı. Toprak Su, bu arazilerin bir kısmını özel şahıslardan satın aldı. Süleyman Ege “Müdürüm!” dedi, “Biz belediye halk plajı yapmak istiyoruz. Bize greyder, buldozer, kamyon lazım; malzeme taşınacak, bataklığı kurtaracağız.” Müdür, “Aman başkanım, ben bunu nasıl yaparım, nasıl yardımcı olurum?” deyince başkan, “Valla belediyemizde 200 bin liramız var. Ben bu parayla mazot alırım, siz de araçlarınızı verirsiniz, bu işi halederiz.” diyerek müdürü ikna etti. Müdür, iş makinalarını verdi. Belediye mazotu karşıladı ve kısa sürede 35000 metre kare alan 70 santim dolgu ile dümdüz yapıldı. Bu alanın üzerine daha önce Turizm Bakanlığı’nda çizilen orta ölçekli, kamp restoran, tuvaletler, duş yerlerini içeren proje uygulandı. O projede 12 tane duş, 12 soyunma kabini ve 12 tuvalet vardı. Onun dışında, altıgen bir yapı içinde mutfak ve kapalı restoranıyla belediye halk plajını açtı. Açılan tesisi ihale ile kiraya verdi. Tüm yatırımın karşılığını iki senede belediye kasasına geri döndürdü. Şimdi bu alanda yap işlet devret modeli ile Nihat Dirim’in belediye başkanlığı zamanında yaptırılmış 400 yataklı bir otel bulunmaktadır. Bunun dışında, Fransız Tatil Köyü’ne kadar olan alanın sağ tarafında bulunan orman arazilerinin, turizme kazandırılması amacıyla, Orman Bakanlığı’ndan defaaten belediyeye tahsisi istendi. Orman Bakanlığı buna bir türlü yanaşmadı. Oysa Foça’dan sonra turizm pilot bölgesi seçilen pek çok ilçede veya ilde, gerek kamuya gerek devlete ve gerek ormana ait araziler, turizm amaçlı kullanılmak üzere Turizm Bakanlığı’na veya ilgili belediyeye tahsis edilmiştir. Büyük konaklama tesisi kazandırabilmek için bu yerlere ihtiyaç olduğu biliniyordu. Ama maalesef, tahsisi yaptırılamadı. Bu bağlamda Foça turizmin önü yeterince açılamadı. Oysa o aralar Foça, Çeşme ve Kuşadası’ndan fersah fersah ilerideydi.